1. Anasayfa
  2. Gezdiğim Yerler

Sessizliğin Peşinde: Türkiye’de Ruhunuzu Dinlendirecek 7 Doğa Harikası

Sessizliğin Peşinde: Türkiye’de Ruhunuzu Dinlendirecek 7 Doğa Harikası
0

Sessizliğin Peşinde: Türkiye’de Ruhunuzu Dinlendirecek 7 Doğa Harikası

Zihninizin sustuğu, sadece doğanın sesine kulak verebildiğiniz anlar, modern hayatın en kıymetli anlarıdır. Gürültüyle, koşuşturmayla ve kalabalıklarla geçen şehir yaşamı, bizi zamanla doğadan uzaklaştırır. Oysa doğa, her zaman oradadır. Bizim sadece biraz yavaşlamaya, içimize dönmeye ve yolumuzu onun kalbine çevirmeye ihtiyacımız var.

Türkiye, bu anlamda eşsiz güzellikte doğa köşeleriyle dolu bir ülke. Ancak çoğu kişi bu güzelliklerin sadece birkaç popüler bölgeden ibaret olduğunu sanıyor. Oysa Türkiye’nin dört bir yanında, kalabalıktan uzak, doğayla baş başa kalabileceğiniz, adeta ruhunuzu dinlendirecek saklı cennetler bulunuyor.

Bu yazıda sizleri, yol kenarlarında tabelası olmayan, bazılarına yalnızca bilenlerin ulaştığı, bazen sabah sisleriyle örtülü, bazen kuş sesleriyle şenlenmiş, kimi zaman da yalnızca rüzgarın fısıltısıyla nefes alan 7 doğa harikasıyla tanıştıracağız.

1. Yedigöller Milli Parkı – Bolu

Bolu’nun kuzeyinde, ormanlar arasında saklanmış bir doğa mücevheri: Yedigöller Milli Parkı. Adını içindeki yedi gölden alıyor: Sazlıgöl, Nazlıgöl, İncegöl, Deringöl, Kurugöl, Büyükgöl ve Seringöl. Her biri farklı bir karaktere sahip, ama ortak noktaları; huzur ve sessizlik.

Yedigöller’e vardığınızda ilk fark ettiğiniz şey sessizlik olur. Arabadan indiğiniz anda etrafı saran ağaçların yapraklarının rüzgarla dansı, kuşların ötüşü ve bazen uzaktan gelen bir dere sesi… Doğanın sesi dışında hiçbir şey yoktur.

Özellikle sonbaharda, sarı, kırmızı ve kahverenginin binbir tonu burada göz alıcı bir renk şöleni sunar. Uzun yürüyüş parkurları, fotoğraf tutkunları için harika manzaralar ve kampçılar için sakin alanlar mevcuttur.

Burada vakit geçirmek yalnızca doğada olmak değil, aynı zamanda iç sesinizi duymak için bir fırsattır. Şehirde sürekli maruz kaldığınız dikkat dağıtıcı unsurlar burada yerini dinginliğe bırakır.

2. Munzur Vadisi – Tunceli

Doğunun kendine has doğası ve kültürüyle yoğrulmuş, dokunulmamış güzelliklerinden biri: Munzur Vadisi. Tunceli sınırları içindeki bu vadi, Munzur Dağları’ndan doğup Fırat’a akan Munzur Çayı’nın izinden ilerleyen muhteşem bir doğa koridorudur.

Munzur Vadisi’nde zaman yavaşlar. Vadinin derinliklerinde yürürken kendinizi bir tablonun içinde gibi hissedersiniz. Endemik bitki türleri, yaban hayatı, zengin ekosistemi ve serin akan Munzur Çayı ile vadide geçen her an, zihinsel bir detoks gibidir.

Vadideki en önemli duraklardan biri Munzur Gözeleri’dir. Suyun yer altından yüzeye çıktığı bu nokta, hem manevi hem de doğal bir çekim merkezidir. Sessizlik burada adeta bir öğreti gibidir. Suyun şırıltısıyla birleşen kuş sesleri, insanı doğayla bütünleştirir.

Kamp yapmak isteyenler için vadide birçok uygun alan bulunur. Ayrıca yürüyüş ve fotoğrafçılık için ideal bir coğrafyadır.

3. Karagöl – Artvin (Borçka)

Karadeniz’in serin coğrafyasında, ormanların içinde saklanmış bir ayna gibi Karagöl. Artvin’in Borçka ilçesinde yer alan bu küçük ama büyüleyici göl, doğanın huzurunu ve sadeliğini en yalın haliyle sunar.

Sabah erken saatlerde geldiğinizde göl yüzeyi buğulu bir tabakayla örtülüdür. Hafif bir sis, gökyüzünü ve ağaçları yansıtan su yüzeyine düşer. İşte o an, gerçeklik ile hayal arasındaki sınır silinir. Bu gölde yalnızca doğayla değil, kendinizle de baş başa kalırsınız.

Çevresi tamamen ağaçlarla kaplı Karagöl, yılın büyük bölümünde sessizliğini korur. Burada telefon çekmeyebilir, internete bağlanamayabilirsiniz. Ama bu da zaten aradığınız şey değil midir? Birkaç saatliğine bağlantıyı kesmek, sadece doğanın kalp atışlarını dinlemek…

Göl çevresi yürüyüş için uygundur. Doğa fotoğrafçıları, kampçılar ve yalnız kalmak isteyenler için adeta bir cennet.

4. Kazdağları – Balıkesir / Çanakkale

Mitolojik zamanlardan beri kutsal kabul edilen Kazdağları, oksijen bakımından dünyanın en zengin yerlerinden biri olarak bilinir. Ama Kazdağları yalnızca havasıyla değil, sunduğu ruhsal arınmayla da ön plana çıkar.

Dağ eteklerine kurulu Zeytinli, Adatepe, Yeşilyurt gibi köyler, doğayla iç içe yaşamın bugünkü yansımalarıdır. Burada yürüyüşe çıktığınızda sizi yalnızca zeytin ağaçları ve kekik kokuları karşılar. Her adımda toprağın, ağacın ve suyun sesini duyarsınız.

Kazdağları’nın derinliklerine indikçe, Hasanboğuldu gibi efsanelerle dolu şelalelere, dere yataklarına ve orman içi göletlere ulaşabilirsiniz. Günümüzün hızlı temposuna bir ara verip Kazdağları’nda birkaç gün geçirmek, hayatınızda nadir rastlayacağınız bir içsel denge sunar.

Doğayla uyum içinde yaşamak, burada bir tercihten çok bir yaşam biçimidir.

5. Erikli Yaylası – Yalova

Marmara Bölgesi’nde yaşayanlar için kolay ulaşılabilir ama büyüleyici bir doğa noktası olan Erikli Yaylası, Yalova’nın Teşvikiye Köyü’nden yürüyerek ya da araçla ulaşılabilen bir yayladır.

Yaylaya giden yol, başlı başına bir meditasyon gibidir. Yol boyunca size ağaçlar eşlik eder, küçük dereler yolunuzu keser. Yaylaya vardığınızda ise geniş çayırlar, serin bir hava ve doğal su kaynakları karşılar sizi.

En çok dikkat çeken nokta ise Erikli Şelalesi’dir. Şelaleye giden patika, doğanın kalbine doğru yapılan sessiz bir yürüyüştür. Ayak sesleriniz, kuşların ötüşü ve şelalenin sesi birbirine karışır.

Şehir stresinden uzaklaşıp sadece dinlenmek ve doğayla yeniden bağ kurmak isteyenler için Erikli Yaylası biçilmiş kaftan.

6. Gito Yaylası – Rize

Karadeniz’in yüksek dağlarında, bulutların üstünde kurulmuş bir başka dünya: Gito Yaylası. Rize’nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı olan bu yayla, adeta gökyüzüne kurulmuş bir köy gibi.

Buraya vardığınızda ilk olarak sessizlik dikkat çeker. Elektrik direği yoktur, telefon çoğu zaman çekmez. Yaylada yürürken sadece ayak seslerinizi duyarsınız. Gece olduğunda yıldızlar hiç bu kadar yakın olmamıştır.

Gito, hem ruhsal bir inziva alanı hem de doğal bir terapi merkezidir. Sabah sisleri arasında uyanmak, sıcak çayın dumanıyla birleşen çimen kokusunu içe çekmek, burada geçirilen her anı eşsiz kılar.

Yayla evlerinde konaklayabilir ya da çadır kurabilirsiniz. Ancak unutmayın, burası lüks değil sadelik arayanların yeridir.

7. Saklıgöl – Şile, İstanbul

İstanbul’da yaşıyor ama çok uzaklara gitmeden doğayla baş başa kalmak mı istiyorsunuz? O zaman rotanızı Şile’ye çevirin ve Saklıgöl’ü keşfedin.

Adı gibi gerçekten “saklı” olan bu gölet, Şile’nin Karamandere Köyü sınırlarında yer alır. Hafta içi sabah saatlerinde gittiğinizde göl çevresinde neredeyse hiç kimse olmaz. Kuş sesleri ve suyun kıyıya vuruşu dışında hiçbir şey duymazsınız.

Doğa yürüyüşü yapmak, göl kenarında kitap okumak ya da sadece derin nefesler alarak iç sesinizi duymak için ideal bir yerdir. Göl kenarında birkaç küçük işletme bulunsa da doğanın hakimiyeti her zaman öndedir.

Saklıgöl, metropol içinde kaçış noktası arayanlar için mükemmel bir durak.